28 Aralık 2014 Pazar

Unut nerede olduğunu..

Şimdi size çiçekli bir tabakta bir sürü kurabiye uzatsam. Birini alıp minicik ısırsanız. Sonra puf!!

Uzaklara, odundan, delme çatma, eski kokan bir evde bulsak kendimizi. Tam gün doğarken soba yanmaya başlasa. Örgüden şallarımız sırtımızda hemen bir çay koysak sobaya. Yüzümüz kızarır, ellerimiz ısınırken, çay kokusu yayılsa etrafa?

Bazen diyorum ki kendi kendime, ne pahalı evler, ne de kocaman arabalar lazım bize. Örgü bir şal, sıcacık bir soba, mis kokulu bir de çay. 

Kahve belki içilir de, çay yalnız içilmez. O soğukta ne güzeldir şimdi bir çaydanlığı iki kişilik hazırlamak. 

Diyorum ya.. 
Çok şey lazım değil bize.
Bir çaydanlık, örgü bir şal, sıcak bir soba..

Aaa bir de güzel bir müzik.. Hatırlamak değil, sadece hayal kurmak için.. 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...